Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Mart 2017 Çarşamba

say ki mektup

ey sevgili kızlarım.. bu günlük ilkin gerçekten bejna'nın doğumunun ardından onun mini mini hallerini hep hatırlamak için kuruldu. esasen faruk'un armağanı çok güzel bir deftere yazıyor idim ancak defteri her yere taşıyabilmek pek de mümkün olmayınca blog modasına ben de uymuştum. bejnaninguncesi.blogspot.com.'dan bildiriyor idim bejna'nın hallerini... ama ilk bebek acemilik vs derken zamanı pek de iyi kullanamayarak arada sırada yazar oldum buraya da.. o nedenle yazılar zaman zaman tür değiştirdi, kah günlük kah aylık oldu kah geleceğe mektup oldu....




hayatımıza zeyno'nun da katılmasıyla günlüğü birleştirdim ve kızlarıma buradan sesleniyorum. bazen geleceğe mektup yazıyormuşum hissine kapılıyorum; büyüdükleri vakit bu satırları okuduklarına şahit oluyorum hayallerimde... bir sürü anları gelip konuveriyor göz ucuma. dalgalı saçları, kıvır kıvır gür kirpikleriyle bejna, dümdüz ipeksi saçları ve elaya çalan gözleriyle zeyno... kim bilir hangi iklimde okuyacaklar bu satırları. lisede edebiyat derslerinde "günlük" faslında söz edecekler mi acaba? bir kişisel tarihleri olması mutlu edecek mi onları?  'öğretmenim benim biyografimi annem yazmış' diyecekler mi? ya da burda yazılanlardan büsbütün sıkılıp yok saymayı mı tercih edecekler, bilemem. ama galiba ben yazmaya hep devam edeceğim. çünkü hayata dair en büyük ilham kaynağım onlar... belki onlar nezdinde bütün diğer çocuklar. geleceğimizin yapı taşları. nasıl bir dünya diliyorsak ona göre form verebileceğimiz yegane varlıklar onlar. iyiliğin, saflığın, doğallığın, neşenin, güzelliğin varlık bulmuş halleri onlar.  o yüzden her ana babanın içi titrer çocuğuna her bakışında ya.

yıllar evvel okuduğum bir öykü gelir hep aklıma. hamile bir kadının içindeki varlığına olan duyguları hala aklımdadır. o öyküdeki anne, dünya her zaman kötüydü, kanlı savaşlara sahne olmuştu hala da öyle ama yine de bu bebek dünyaya gelmeli demekteydi. bu dünyaya çocuk getirilmez sözünü yargılıyor idi. çünkü hayat bir o kadar yaşamaya değerdi ve tüm kötülüklere rağmen güzeldi... evet, bence de öyle. dünya her daim kötülüklere sahne oldu, kanlı savaşlar gördü, yıkımlar, atom bombaları, gazlar, savaş uçakları, silahlar, bitip tükenmek bilmeyen kavgalar, güç yarışları gördü. ama dünya baharı da gördü, insanın içine dolan sevgileri, bitmeyen iyilikleri, sevdaları da gördü. içinde yüzdüğümüz denizler, kuş cıvıltılarını da, kokularıyla bizi esir alan bahar dallarını da gördü. insanın isterse nelere muktedir olduğuna da şahittir bu yaşlı gezegen.  dünyanın bunca gördüğü güzelliklerin, bunca gördüğü kötülüklere baskın gelmesi boşa değil bence. hala yaşamda hala mutlulukta ısrar ediyorsa insan kötülükleri yenmeye de muktedir elbet...

neyse daha fazla uzatmayacağım. sadece sevgili kızlarım iyi ki varsınız demiş olayım. dallarıma konan minik güzel bahar çiçekleri. öyle tatlı şakıyorsunuz ki koskoca hayatın ta kendisisiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder