Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Ekim 2013 Perşembe

hiç böööyle güzel bir kıza küsüüülür mü?

yaaa bejna hanımın son çıkışı da bu cümle...

nasıl anlatsam nerden başlasam.. mesela bejna'nın daha da bir ballanıp şekerlenmesinden mi başlasam acep, bir şımarık bir duygusal bir yaramaz gidip gelmelerinden mi bilemedim...

neyse bir yerlerden başlayayım, başı mı olur ortası mı sonu mu onu da siz bilin....

işte kuzucuk büyüyor, büyüyor da iletişim, sohbet arttıkça muhabbetin de tadına doyum olmuyor... işte bayram tatili idi.. bizim leylek de hiç yere inemediğinden gene yollarda bulduk kendimizi... mersin, bingöl, diyarbakır yollarında güzel bir gezi oldu yine... diyarbakır dönüşünde uğradığımız doğa harikası birecik'i  kısacık bir yemek molasında görmüş olsam da sadece, anmadan geçmem haksızlık olur..



tatilin ilk durağı mersindi ve çok güzel geçti... bejna'nın ordan ayrılması ise çok zor oldu, uykusunda bile anneanne diye sayıkladı ve ağladı. aralarındaki bu duygusal bağ gerçekten çok etkileyici....

ardından bingöl'e doğru yola çıktık... akşam saatlerinde muhteşem doğası içinde buldum hayatımda hiç görmediğim, canım eşimin ise çocukluğunun güzel hatıralarını yaşatan bingölü... şehrin girişinde akrabalarımızca karşılandık, hısım-akraba, eş dost ve bingöl'ün tertemiz havası ile sarılıp sarmalandık... bingöl'e özgü enfes lezzetleri tattık... bejna ise gerçekten çok çok mutlu oldu... fakat, kendisinden küçük yida'ya malesef deyim yerinde ise eziyet etti.. elinden oyuncağını almalar filan... her ikisi de çok tatlı ve çok eğlenceliydi...

ardından diyarbakır'a doğru direksiyonumuzu kırdık... lice yolu üzerinden diyarbakır'a varmazdan evvel içinden geçtiğimiz coğrafya çok etkileyiciydi... bingöl çıkışında uyuyan bejna ise diyarbakır'a girer girmez uyandı ve çok şaşırdı... çok da heyecanlı idi kadim dostları delal ve dılda ile özlem gidereceği için... velhasıl orda üç çocuk öyle güzel eğlendi, öyle güzel anlaştılar ki anlatılır gibi değil.. üstelik her birinin arasındaki üç yaş farka rağmen, sabrın, tahammülün, özverinin ne olduğunu, birarada olabilmenin güzelliğini, zenginliğini gösterdiler bize... onlara bakıp durmak insanın içini ısıtıyor doğrusu...




işte onlar gene kendi aralarında oynarlarken, delalcik bejna'ya şakadan "küstüm sana" deyivermiş, bejna'nın ona cevabı ise bu yazının başlığı şeklinde olmuş... meseleye şaşıran delal bunu bana anlatınca ben de şaşakaldım, naasıııı yaaaniiii deyiverdim.... bizlerden duyduklarını yorumlayışına şaştım kaldım vallahi..

her tatilin bir ömrü var arkadaş.... bu da bitti işte... düşümüzde güzelliklerini bıraktı gittiğimiz diyarlar... bingöl doğasını, dağlarını, ovalarını, yemyeşilliğini, kıpkızıllığını; diyarbakır ise bambaşkalığını, hayatın başka türlü de yaşanılabilirliği ihtimalini, surlarını, taşlarını, evlerini, kiliselerini, türlü lezzetlerini ve kısaca  elbette ezelsiz bir
tarihi....



sanırım bu yazı bejna'dan çıktı başka yerlere aktı... olsun, aynı evrenin içindeyiz...