Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Mart 2012 Cuma

kandırıkçı bejna

sanırım ilk kez sıcağı sıcağına birşey yazıyorum. hem zaman sorunu yok hem de bejna beni öylesine şaşırttı ki belki yazmak şaşkınlığımı biraz olsun giderir diye düşündüm açıkçası...




neyse uzatmayayım, uyuduk mutlu mesut uyandık... bejnanın oyuncak çaydanlığı ile evimizdeki biricik çiçeği de (benjamin) suladıktan sonra kahvaltı faslına giriştik. bejna beni mutlu edip, çatalı gayet başarılı kullanarak peynirini yemeye anneanneye de yedirmeye başladı.




malesef  bu saadet dolu tablo pek uzun sürmedi, bejna'yı yine birşeyler dürttü ve masadan indi. bir iki de ayakta yedikten sonra geldi yanıma suratına  mühim bir ifade takınarak "kaka, kaka" demeye başladı. ben tam haydaaa şimdi bu nerden çıktı diye düşünürken bejna rolünü pek güzel oynadı. alelacele önlüğünü çıkardı çok daralmışçasına, bir taraftan da poposunu tutarak bir iki ıkındı elimden tutup beni odasına götürmeyi başardı. odasına girdik, çekmeceden bezini çıkardım hadi kızım demeye kalmadı bizimkisi bezi itti, ıııh ııııh diyerek esas meselenin "kaka" olmadığını açıklamaya çalıştı ve elbise dolabının üzerindeki oyuncağını göstermeye başladı. hatta kucağıma çıkıp oyuncağa iyice yaklaştırdı kendisini.... o oyuncak da babasının aldığı ve sonradan biraz daha büyüdüğünde oynamasına karar verdiğimiz ahşap dominoydu. onu nasıl hatırladın, o bücür boyunla o oyuncağın orda olduğunu nasıl keşfettin çocukkk!!!!! gerçi bu sorulardan önce sorgulanması gereken kaka yaptığını söyleyerek beni kandırması durumu değil mi? evet, kaka filan yapmamış, odasına götürüp ahşap dominolara ulaşmak için beni kandırmış.. evet bejna henüz 20 aylık bir yavrucak... sanıyorum isteklerimize ulaşmak için beyaz yalanlar söylemek öğrenilen birşey değil, içgüdüsel birşey. bejna henüz konuşmayı öğrenmeden beni nasıl kandırabileceğini çözdüğüne göre!!

gerçi pazar günü de buna benzer numaralar çekti bize. şöyle oldu; pazar günü değişiklik olsun uzun kış uykusundan uyanalım diye beypazarına gitmeye karar vermiştik. ama ne ki, bejna birazcık öksürüyor diye vazgeçtik. ne olur ne olmazdı. günün ilerleyen vakitlerinde öksürüğü azalmaya başladı. sevindirik olan anne de baba ile bu sevincini paylaştı. o sırada bejna da öksürüğe başladı. ben "babası bejna bugün hiç öksürmedi"dedikçe bejna öhö öhö öksürdü...

şimdi de elinde bir limonluk beni çekiştiriyor, hadi bakalım şimdi nereye çufçufluyoruz.. bay baaaaayyyy ben bejnanın peşindeyim.....

21 Mart 2012 Çarşamba

bitap

bittap bittap... diye gezer oldu beyybi. elimizde ne zaman kitap görse ya da komodinin başunda, hemen eline alıp sayfaları çevirmeye başlıyor. hem de ciddi ciddi dilini üst dudağına değdire değdire bla bla blaa sesler çıkara çıkara. ah beyybim ben de senin yokluğunda çok kitap okudum ammaaaaaa hepsinin üstünde sen varsın. benim hayat enerjim hayat enerjim, hayat ışığım...




sabah onun nefesiyle güne uyanmak büyük bir mucize elbet. gün içinde yaptıklarını izlemek, her gün yeni bir duruma şahit olmak mucizenin bitmeyeceğini gösteriyor. anneannesiyle birlikte dergilere bakarken bir anda fırlayıp onun yakın gözlüğünü getirip eline tutuşturması, bilgisayarın kablo ucunu telefonun şarj edilen yerine takmaya çalışması, anneannenin komodinin üzerindeki örtüyü alıp bir kaç kez çırptıktan sonra kendi komodinin üzerine örtmesi, bebeklerini dizip temizleme mendili ile tek tek her birinin poposunu temizlemesi bizi şaşkınlığa gark eden birkaç örnek... gün içinde bunun yüzlercesi yaşanıyor, anlar birikiyor yaş oluyor, büyümek oluyor, olgunlaşmak falan filan... bir çocuğunuz olduğunda hayatı yeniden keşfediyorum demek bu demek galiba. artık ben kendi yaşımı unuttum mesela. tüm yaşlarımı yeniden yaşıyorum mesela...




baharın bu en güzel gününde yeniden yeniden yeşermek umuduyla...

kahveci güzeli


siz bana vermeseniz de ben bir yolunu bulur yalarım o fincanı.... 
tadını beğenmeyeceğimi sandınız bir de ha!!!!
bayıldım bayıldım valla ne de güzel tadı varmış.
aceba atdi mamasının içine bundan da mı katsak ?






14 Mart 2012 Çarşamba

beyyybi :)

benim canım beybimmm, ne vakittir günlüğünü boş bırakmışım. oysa her geçen gün yeni ve büyümüş bir bejna çıkıyor karşımıza..



mesela dün ilk kez telefonla konuştuk. telefonda dünyanın en güzel sesi bana "anne" dedi. konuşma şu şekilde gerçekleşti:

-cocam : bi saniye bejnayı veriyorum
-bejna   : anne
-bejna   : beyybi
-uyya     : bejjjnaaa kuzuummm
-bejna   : anne ....  beyybi

benimle telefonda konuşurken aynı zamanda kendi fotoğrafına bakmaktaymış (kendisine "baby - beybi" diyor da kuzuu)

bu sabah da ben parmaklarını severken, başladı "bi" "ü" "dö" eskiden sadece bire kadar sayabiliyordu bütün parmakları "bi" bi" "bi" diye sayıyordu bugün de bunu öğrenmiş. daha neler neler öğrenmiş. babacık beni almaya çıkarken akalarını giyip kapıya yönelmiş ve ortalığı yıkmış ayaklarını yere vura vura sokağa çıkmak istemiş. bi geldiler bizimki kızgın kızgın etrafı süzüyor. sizii gidiiii bensiz bir şey yapmak haaa, heryerde artık ben varım gibi bakışlar atıyor...


bir süredir kakadan da haberdarız. her kaka yapışında kaka kaka diyerek bezini, mendilini, kremini toparlayıp yere yatıyor hatta bazan bezini açtığı da oluyor. gerçi her kaka kaka olmayabiliyor ama nedense çiş demek zor geliyor ona. ayrıca görsel hazıfa şaşırtıcı. poposuna sürülen merhem ile benim kendi kullandığım merhemi ayırt edebiliyor. almış eline benim merhemi kutusundan çıkarmış kendime sürmemi istiyor :)

söylediği bazı sözcükler; papaya (papatya), datdıı (tatlım), uyya (hülya), bi (bir), ü (üç), dö (dört), cici (çiçek), atdiii (attım) ... hatırlamadıklarımız da oluyor, zira kendisi de bir süre sonra unutuyor ya da başka bir forma büründürüyor. bir yediğini bir daha yemediği gibi. bazan iştahla balık yiyor hatta ayıklamama fırsat vermeden bir minik istavriti mideye indirdiği gibi, bazan hiç sallamıyor inatla "atdi maması" istiyor. "atdi maması" mı? cici bebelerin kaseye atılması ve yoğurt yahut çeşitli meyve suları ile sulandırılması suretiyle hazırlanan bir tür mama. ve sanırım benim kızım bu mamanın tarifini kendisinin yarattığını düşünüyor olabilir.