nasıl da güzel yağıyor kar
bembeyaz pamuklar gibi gökten yere
bejnayı bi atamadım karlara,
hasta ederim korkusuyla
zaten evcek hastayız, bizden aldı mikropları bir de kar soğuğu yemesin yavrucak
ama pencereden bakmaya yok yasak..
aldım kucağıma prensesimi
gittik pencereye
işaret parmağıyla bana gösteriyor
"ka" diyor
ben yemez miyim seni hııı?
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
21 Ocak 2012 Cumartesi
18 Ocak 2012 Çarşamba
canımın içi...
yavrucuk sabah ne de güzel uyuyordu. o derin uykudayken yer değişikliği yapıldı anneannenin yanına yerleştirildi... aman şşşş, rahatsız etmeyin canımııı, bölünmesin tatlı uykusu.
akşam eve varınca başlıyor oyun mesaisi, yerlerde yuvarlanarak karşılıyor hanfendi bizi.. sonra arkamızda tin tin tin... yemek faslı bitince başlıyoruz yerde yuvarlanmaya. diktatör, zorla yere yatırıyor bizi sonra tepin babam tepin yerlerde.
dün akşam meyve soydum hazırladım, ardından bejna'dan uzaklaştırdım. zira yedi meyvesini, ardından meyve ile oyunlara başladı; yerlere sürmek, ağzımıza zorla koca koca dilimleri tepmek şeklinde. neyse babacığın tabağını da mutfağa koymuştum. salona geçtim bejna yok, bakınmaya başladım nerde diye.. kapkaranlık mutfakta sesler duyunca oraya baktım ki... koltuğa çıkmış oturmuş masadan meyve yemeye başlamış, hem de kapkaranlık yerde.. manzara komikti pek, hala gülüyorum onun o kendinden geçmiş vaziyette meyveyle oynadığı tablo gözümün önüne geldiğinde...
geçen sabah da uyanmış sesleniyor bana:
- anne
-efendim canım ?
- anneee
- ha kuzum?
-mama
(ardından gülücük..)
komik kızım benim.. bir de aramızda geçen şöyle bir diyalog var:
- bejna - (çirkin surat yapıp burnunu büzüp) annnööööö (sonra komik surat sonra gülücük)
- ünya - (çirkin surat, büzük burun) bejnooooo (sonra komik surat sonra gülücük)
böyle geçiyor işte günler kar manzarası eşiliğinde
akşam eve varınca başlıyor oyun mesaisi, yerlerde yuvarlanarak karşılıyor hanfendi bizi.. sonra arkamızda tin tin tin... yemek faslı bitince başlıyoruz yerde yuvarlanmaya. diktatör, zorla yere yatırıyor bizi sonra tepin babam tepin yerlerde.
dün akşam meyve soydum hazırladım, ardından bejna'dan uzaklaştırdım. zira yedi meyvesini, ardından meyve ile oyunlara başladı; yerlere sürmek, ağzımıza zorla koca koca dilimleri tepmek şeklinde. neyse babacığın tabağını da mutfağa koymuştum. salona geçtim bejna yok, bakınmaya başladım nerde diye.. kapkaranlık mutfakta sesler duyunca oraya baktım ki... koltuğa çıkmış oturmuş masadan meyve yemeye başlamış, hem de kapkaranlık yerde.. manzara komikti pek, hala gülüyorum onun o kendinden geçmiş vaziyette meyveyle oynadığı tablo gözümün önüne geldiğinde...
geçen sabah da uyanmış sesleniyor bana:
- anne
-efendim canım ?
- anneee
- ha kuzum?
-mama
(ardından gülücük..)
komik kızım benim.. bir de aramızda geçen şöyle bir diyalog var:
- bejna - (çirkin surat yapıp burnunu büzüp) annnööööö (sonra komik surat sonra gülücük)
- ünya - (çirkin surat, büzük burun) bejnooooo (sonra komik surat sonra gülücük)
böyle geçiyor işte günler kar manzarası eşiliğinde
5 Ocak 2012 Perşembe
jiyan
hayat nedir?
çocuk büyütüyorsanız eğer bu kavramı sorgularsınız da sorgularsınız...
hele hele gündemden düşmüyorsa acılar, ölümler
sürekli tazeleniyorsa üstelik
bir de üstüne aymazlık ekleniyorsa, sorguluyorsunuz ister istemez..
nedensiz bir anda sonlanan hayatlar ülkesindeyiz.
boşluğa çarpıp sonra yine bize dönüyor cümlelerimiz..
oysa bejna daha yeni başlamıştı konuşmaya,
yeni öğrendiği sözcükleri heyecanla ve sesini kısarak tekrar ede ede uykuya dalıyor geceleri..
kelime biriktiriyor kendi gönlünce,
kendine geri dönmeyeceğini düşünerek
kelimeleri ile kendisini ifade edeceğini düşünerek..
bebeğim büyüdüğünde umarım bu yazdıklarım geçmişin kara lekesi olmanın ötesine geçmez
umarım bejna daha güzel yarınlarda çocuğunu büyütür, sorgusuz, sualsiz...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)