Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

18 Ocak 2012 Çarşamba

canımın içi...

yavrucuk sabah ne de güzel uyuyordu. o derin uykudayken yer değişikliği yapıldı anneannenin yanına yerleştirildi... aman şşşş, rahatsız etmeyin canımııı, bölünmesin tatlı uykusu.




akşam eve varınca başlıyor oyun mesaisi, yerlerde yuvarlanarak karşılıyor hanfendi bizi.. sonra arkamızda tin tin tin... yemek faslı bitince başlıyoruz yerde yuvarlanmaya. diktatör, zorla yere yatırıyor bizi sonra tepin babam tepin yerlerde.




dün akşam meyve soydum hazırladım, ardından bejna'dan uzaklaştırdım. zira yedi meyvesini, ardından meyve ile oyunlara başladı; yerlere sürmek, ağzımıza zorla koca koca dilimleri tepmek şeklinde. neyse babacığın tabağını da mutfağa koymuştum. salona geçtim bejna yok, bakınmaya başladım nerde diye.. kapkaranlık  mutfakta sesler duyunca oraya baktım ki... koltuğa çıkmış oturmuş masadan meyve yemeye başlamış, hem de kapkaranlık yerde.. manzara komikti pek, hala gülüyorum onun o kendinden geçmiş vaziyette meyveyle oynadığı tablo gözümün önüne geldiğinde...




geçen sabah da uyanmış sesleniyor bana:

- anne
-efendim canım ?
- anneee
- ha kuzum?
-mama
(ardından gülücük..)

komik kızım benim.. bir de aramızda geçen şöyle bir diyalog var:
- bejna - (çirkin surat yapıp burnunu büzüp) annnööööö (sonra komik surat sonra gülücük)
- ünya - (çirkin surat, büzük burun) bejnooooo (sonra komik surat sonra gülücük)

böyle geçiyor işte günler kar manzarası eşiliğinde


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder