Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Temmuz 2014 Çarşamba

4 yıl geçti aradan....



                dört yıl geçti aradan neredeyse...  işte bundan dört yıl önce karnımda kıpır kıpır dünyaya gelmeyi bekliyordu gözümün ışığı... aradan dört yıl geçti ve hala kıpır kıpır... yemek yerken masada beş dakikadan fazla oturamayan,  kıyafet giyilirken, saç taranırken sürekli mobil halde bir küçük hanfendü o!



               uzun zaman oldu yaz(a)mayalı... türlü sebepler, yoğunluklar oldu, kimi vakit de ilham perileri uçu uçu verdi yanımdan yöremden... oysa son yazımın üstünden bir koca bahar geçmiş, kızımla dopdolu. ama o bahar da çabucak geçmiş ömrümüzden hiçbirşey anlamaksızın.. şimdi bir tatil arefesindeyiz. kuzum kışın kar sayıkladı gönlünce oynayabilmek için; kar yağmadı bir türlü! baharda piknik istedi yağışlı havalar elvermedi.. umarım bu yaz oyuna, istediği deniz ve havuza doyar kızım.. zaten havalar sıcaklar sıcaklamaz "havalar ısındı, hadi tatile gidelim" diye başladı.

              babası da ona gönlünce eğleneceği bir ortam hazırladı.. bejna'nın  çok sevdiği kuzeni barış da gelecek olunca hepten havalara uçtu!  barış abisi ondan yaşça büyük olsa da çok iyi anlaşıyorlar :) hem abilik hem arkadaşlık ediyor barış bejna'ya. ortak noktalarından birisi de kediler! barış zaten hayvansever bir çocuk ve bunu tam bir sorumluluk duygusuyla yaşayanlardan.  bahçede beslediği kedilerin mamalarını geciktirmeksizin verir, hastalık doğum gibi olaylarını inceler, müdahale eder. bejna henüz sorumluluk duygusunu taşımasa da büyük bir sevgiyle bağlı hayvanlara... bilhassa da kedilere... her sabah "kedke bi kedim olsaaa.. onunla oynasam" diye sayıklar yavrum. bahçeli bir ev olmadıkça kedi bakmak çok zor oysa. hem bejna'nın alerjik astımı, hem de evde gün boyu yalnız kalacak olan kedinin ruh durumu bir araya gelince bir kedi bizim için şu sıralar pek mümkün görünmüyor. bakalım, hayırlısı diye kapatalım bu konuyu şimdilik :)

           evet 14 gün sonra bejna 4 yaşında olacak.. ne çabuk geçiverdi bu dört yıl anlamadım gerçekten. karnımda kıpır kıpır hoplayan bejna, şimdi bizimle her türlü konuyu konuşan, yeri geldiğinde olgun tavırlar sergileyen, doğru bildiğini sakınmayan, "anne sana yardım edebilir miyim? istersen ederim yaani.. ama istersen kendin yap" diye bilmiş bilmiş konuşan, yeri geldiğinde bizlere öğüt veren, olaylar karşısında fikir yürüten bir cadıya dönüştü. hakikaten bazen dört yaşında bir çocuk değil de bir genç kızla konuşuyormuşum hissine kapılıyorum.

           bir kere şakacıktan evde ben hülya değil, leyla'yım dedim. bejna bir anda role girdi. hemen elimden tuttu "sana evimizi göstereyim, buyası salon, buyası mutfak.." diye başladı.  ardından "annem bana hey sabah kaafaltıda yumuyta pişirir, babam bana çeşit çeşit meyvelerin suyunu sıkar..".vs sohbeti derinleştirdi. sonra "leyla senin evin nerde?" dedi; "ayrancı" dedim, "aaa benim gyeşim de oyda ama miki mause'li gyeş diil diğeri" diye ayrancı'da bulunan diğer kreşten kendi kreşini ayırarak belirtti. neyse epey sohbetin ardından ben normal hayata dönüp kreşte arkadaşlarıyla oynadığı oyuna dair bir soru sordum. o ise çok ciddi bir ifade ile "bunu neyden biloosun?" dedi. ben de gayrı ihtiyarı "e dün sen anlattın ya" dedim. kızım kül yutar mı? hemen cevabı yatıştırdı: "e ben hülya'ya yaani anneme anlatmıttım onu, sen leyla'sın!" dedi; vuuuu ne oldu yaaa bana oluverdim birdenbire :) valla leyla'ya daha başka şeyler de anlattı ama onlar başka yazıların konusu mu olur ya da hatıralarımıza mı saklarız karar veremedim henüz :)

          bizden şimdilik bu kadar, size iyi günler, neşeli yazlar.........