Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Aralık 2017 Salı

günce

sevgili günlük,

seni unuttum sanma. aslında ne çok yazasım var amma hayat işte... aman bizi bu telaş yaşatsın diyeyim en sonda söyleyeceğimi en başta diyerek.

aylardan aralık hatta ortasına bile geldik... ne çabuk ne çabuk... bu ne hız be yıllar... herşey herşey çok hızlı akıyor. ama bu hal hiç de hayran bıraktırmıyor kendine. şairin dediği gibi olmuyor yani.

   «— Her şey değişip akmada,
                    bu hâl beni hayran bırakmada..»
olmuyor günümüzde artık. 


"Heraklit, Heraklit; ne akıştır bu!.
ne akıştır ki bu, dalgalarında
                     dağlıdır alnı en mukaddes putun
                     kızgın demir damgasıyla sukutun.
Gebedir her sukut bir yükselişe.
Ne mümkün karşı koymak
                               bu köpürmüş gelişe..
Heraklit, Heraklit!.
       akar suya kabil mi vurmak kilit?"


akıyor zaman... sadece hayran bırakan minnacık çocukların büyümeleri, hayata sunduğu sonsuz neşe ve enerjileri. Onun dışında insanoğlu durup düşünmeden ilerliyor büyük bir hızla. ama ilginç olan bu ilerleyiş içinde bir durağanlık olduğu. elimizde akıllı telefonlarla oturduğumuz yerde bir ilerleyiş içindeyiz. ama gerçekten çok sıkıcı bu durum. o yüzden telefonları elimizden bırakıp serin sularda yüzüp güneşin koynunda zamanı dondurduğumuz yaz anlarını çok özlüyorum. arada ısıtıp ısıtıp bu anları düşünüp nefes alıyorum ankara'nın kara bağrında. 

neyse çok bunaltıcı bir yazı olmasın... bejna'nın ışıklı bakışı, zeyno'nun cıvıl cıvıl sesi yeter bize... ki gerçekten de öyle oluyor akşam eve gidip onlara sarılınca arınıyorum tüm gam kasavetimden. bejna'nın öğrendiği yeni şeylere heyecanla bakışı, düşünceleri, esprileri benim hayata dair umudum. zeyno'nun öğrendiği kelimeleri tekrar edişi, taklitleri, kaşıkla kendi yemeğini yeme çabası, olup bitene karşı dikkati...

neyse bir günün özetini vereyim ben:

sabah saat 07.25 kapkaranlık bir havada uykudan saat sesi yahut zeyno'nun sesiyle uyanış. 
- 07.35 kahvaltı hazırlama, saç tarama, çanta yerleştirme.. 
- 08.15 bejna'yı okula gönderme
*** birinci etabı tamamlayan yarışmacımız ardından zeyno'yu uyutma yahut kahvaltı ettirme, uzun ve zorlu vedadan sonra işe gidiş etabına başlar. 
*** bu arada ortalık toplama çamaşır bulaşık çöp gibi minnak detaylar arada tamamlanır.
-9.30 işe gidiş
-6-7 arası eve geliş. yemeğe yumuluş demek isterdim ama ne yazık ki yemek masasında zeyno ile güreş. burası çok tehlikeli bir etap... etrafta tabak bardak çanak her an büyük bir gürültüyle kırılabilir. zaten masa üzerindeki yemeklerin hepsi masanın altına akmaktadır. yemekte güreş etabından sonra; zeyno ile annenin ve hatta babanın, bejna'nın, anneannenin yemek ve yağ olan kıyafetlerinin değiştirilmesi, mutfakta genel temizlik... bu sırada zeyno baba ile yoğun bir koşturmaya başlamıştır. artık babanın geriye kalan tüm enerjisi zeyno'nun aktiviteleri ve bejna'nın soruları ile bejna'ya film arayışına harcanır. baba enerji sarfiyatı yaparken anne kişisi de gecenin geri kalanında kullanacağı enerjiyi depo etmeye çalışır. tabi ki bu vesileyle yenilen abur cuburlar sadece minnak birer ayrıntıdan ibarettir. iki gıdım enerji toplayan anne kişisi zeyno'yu uyutmak için harekete geçer. saat 21.30 başlayan bu uyuma etabı duruma göre en erken 22.30 en geç 00.00'da tamamlanır. tabi anne mi önce uyudu zeyno mu önce uyudu bilgisi görgü tanıklarına aittir. zaten zeyno erken uyumuş olsa bile annenin kitap okumak yahut herhangibir şey yapma isteği de en ufak bir çıt sesine bağlı olarak değişmektedir. o  minik çıt sesinin çıkmasıyla özgürüm acaba ne yapsam diyen annenin kararsızlığına da bir nokta konmuş olur ve anne de bebeleriyle uykuya dalar... sonrası rüyalar rüyalar diyelim mfö'den gelsin. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder