Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Şubat 2020 Pazartesi

bir sayının içinden geçtik...

aaannneee, hani biz yıl ağacını süsledik ve kutlama yaptık ya... hani bir sayının içinden geçmiştik, neydi o sayı? 2020 mi kızım? hah evet anne, 2020'ye girdik, içinden geçtik.

evet birbiri ardında geçiyoruz sayıların içinden, umutlar, özlemler, anılar, hayaller hepsi ahenk içinde flu bir şekilde bir araya gelir ya... çayın demlenmesi gibi, zaman ilerledikçe içimizdeki karışık duygular demleniyor bazı... küçük kızım da iki buçuk ay sonra dört yaşında olacak. dün gibiydi oysa bejna'nın iyice üç oldum ben anne diyen sesi. zeynom da sayılardan geçiyor, düşünüyor, oyunlar kuruyor, bir yönetmen misali bizlere roller biçim oynatıyor, kağıtlardan bebeklerine elbiseler yaparken, diğer yandan bitmez tükenmez enerjisiyle skutır üzerinde envai çeşit hareket yaparak bizlere her akşam mini gösteriler yapıyor. atlıyor, zıplıyor, taklalar, uzun atlamalar, uçmaya çalışmalar, tırmanmalar derken zaman ilerliyor. balerin olmak istiyor zeynoş da tıpkı birileri gibi. bize de filmi geri sarıp baştan seyretmek kalıyor. bir de tatlı sohbeti var ki... akşamları okuduğumuz kitaplar, onlar hakkında yaptığı yorumlar... keşke bir zaman makinesi olsa da herşeyi ama herşeyi kaydetse. ah zalimsin zaman! çaykovski, beethoven, mozart, bach, strauss bu aralar favorileri. bu kitap serisi gerçekten harika ve zeyno'nun ilgi alanında. içlerinde bach'a ait olan kitap yok, her akşam tutturuyor bach niye yok diye? ilerde devam eder mi bu ilgi merak bilmiyorum ama bana bu anları yaşattığı için ona minnettarım.

iki cadı kızıma da bana yine yeniden her an her dakika hayatı; pınarından kaynayan su gibi avuçlarıma bıraktıkları için, aşşırı ama aşırı tatlılıkları için. her anımızı bir şölen yaptıkları için... ve sayıların içinden geçerken hüzün yerine neşe saçtıkları için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder