Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Mayıs 2017 Pazartesi

hayat gezince güzel

geçtiğimiz hafta azıcık güneş ışığının içimizi ısıtmasını fırsat bilerek rotamızı karadenize çevirdik. geçen yıl ilk kez 19 mayısı fırsat bilip gittiğimiz çakraz'daydık yine. zira amasra kaldıramayacağı bir insan kalabalığına hapsolmuştu artık. araç bile giremeyecek derecede kalabalık vardı geçen yıl ve biz de ışık altın oteli üs yapıp günümüzü çakraz'da geçirmiştik. sonraki gidişimizde ise doğrudan çakraz'da kalmayı uygun görmüştük. bu öngörü ile bu yıl amasra'yı hiç görmeksizin çakraz'da çok güzel 2 gün geçirdik. gerçi çakraz bile yoğun bir kalabalık içindeydi. ama olsundu.. ankara esintili güzel sohbetler, güzel tesadüfler, şömine başında kahkahalar, lezzetli balıklar, şen kahkahalar... daha ne olsun; öyle değil mi ;)



işte bir heyecan içinde yola çıktık ama zeyno artık dur durak bilmeyen bir afacana dönüştüğü için uyuyana dek epey zorlandık. velhasıl sohbetti, müzikti derken çakraz motel'e ulaştık. hemen arabayı park edip eşyaları odaya koyar koymaz sahile indik. denize girmek mümkün değildi, zira inanılmaz soğuk (muş) su... fakat biraz güneş çok iyi geldi... bejna da kumda dilediğince oynadı. zeyno ise burada da yerinde durmadı. kumda emekledi, yuvarlandı, oynadı ve hatta dayanamadı yedi :( ağzından kum taneciklerini çıkarmaya çalışmak çoook zor oldu...

havanın azcık serinlemesiyle kalın kıyafetleri giyip balık soframıza oturduk. yanıbaşımızdaki ufo en sevdiğimizdi.... fakat meşhur amasra salatası, hamsi, mezgit.... ufff parmakları da yedik... hele de ben, kalamarı sossuz balığı rakısız yemek durumundaydım... neyse ilerleyen saatlerde otelin diğer bir konuk grubu şömineyi yakınca annemin tek odak noktası da sıcaklığın yükseldiği lolakasyon oldu :) zeyno'yu bahane edip ufak ufak oraya yanaştı. sağolsun güzel gönüllü diğer konuklarla da bu vesile ile tanışmış olduk. bu kez hem şömine başında oturuyor hem de sohbet ediyorduk ne güzel... miniş köpekleri koko da eşlik ediyordu bu sohbete :) hey hat ben çalışmak zorundaydım ama :( otel personeli bilgisayarlarını kullanmama izin verince ve el ayak çekilince ben gerçek dünyaya dönmek zorunda kaldım. o sırada faruk ise tesadüf eseri karşılaştığı ankaralı dostlarıyla sohbet ediyordu... ardından seher hanım geldi yanımıza ve sohbete devam ettik.... sanırım şömine başında oturarak bol donmalı geceyi ertelemeye çalışıyorduk ama ne mümkün.... don-duk! sabah annem gece üzerine örttüklerini sayıyordu :)

ertesi sabah ise hava biraz daha kırılmıştı, bol bol bir aşağı bi yukarı zeyno'yu gezdirme seferleri yaptım. bejna dondurmasını yedi. derken bejna da bale'den tanıdığı bir arkadaşı ile tesadüfen karşılaşınca uzunca bir süre kendisini göremedik ama uzaktan çığlıklarını duyuyorduk. çığlıklara zeyno da katıldı ancak zeyno'nunkiler bizi yerimizden hoplattı!!

bu günün gecesi de yine şömineli, sohbetli, renkli oldu.. bu kez sigortalar attığı için odalardaki petekler çalışmazsa diye endişelendik durduk. endişe bizi bırakmadıkça şömineye odun üstüne odun attık derken mine hanım müjdeyi verdi: sigortalar tamir edilmişti. ve tabi ki bu kez çok ılık bir odada misss gibi bir uyku çektik...

herşeye rağmen, soğuk havaya rağmen bence en eğlenceli amasra seferlerimizden birine imza atmış olduk... dilerim yine aynı insan sıcaklığında geziler yaparız... herşeye rağmen, insan, sohbet, sıcaklık, tebessümler güzeldir ve dinç tutar insanı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder