Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Şubat 2012 Perşembe

O bİr KüÇüK hAnImEfEnDi




caaanımın içi.... giderek büyüyorsun, saçların uzuyor, ellerin ayakların büyüyor, mimiklerin değişiyor... bugünleri nasıl özlemle anacağım en miniminik hallerini andığım gibi. sabah uyanınca anne-kız kendi dilimizde ettiğimiz sohbetler, gülücükler mucize gibi. sanki yorgunluğumu, halsizliğimi anlıyormuşcasına yüzüme dokunuşun, beni sevişin ömre bedel! kendi kendine konuşmaların, yorumların, bizleri süzüşün.. sabahki topuzun... peyniri yiyişin, sonra anneannenin kazağına sürüşün... mama kabını isteyişin, ardından bisküvinin yerini göstermen ve buzdolabından içine katık edilecek "mama"yı göstermen, ardından da mama kabına "attı" yaparak bisküvileri atarak birlikte mama hazırlamalarımız... sapsarı, kıvır kıvır saçlarının seni iyice masalsı bir havaya sokuşu.. duyduğun müzikle dansa başlaman, çiçek görünce burnunu uzatıp koklaman, yapraklarını okşaman.. sokağa çıkarken dolaba gidip, sevdiğin kıyafeti seçip onu giymek istemen, illa da bordo bereyi göstermen, mutlulukla gülümsemen.. "baba baaaba" diyerek babacığın peşine takılman, onun çalan telefonunu bile tanıyıp babaya telefonu göstermen, onunla en çılgın oyunları oynayabileceğinin bilincinde olman ve onun peşinde daha bir farklı koşturman... yaaa işte bejna bir küçük hanımefendi, büyüdü artık, herşeyin farkında, isteklerinin peşinde koşuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder