Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Kasım 2011 Pazartesi

zamansızlık





bu günlerde en büyük derdim zamansızlık oldu.. kızıma zaman ayıramamak, günlüğünü tutamamak...

yazacak o kadar çok şey birikti ki ve hepsi de ayrı birer yazı konusu olacak nitelikte. ne desek ne yapsak ne etsek sayın seyirciler, sevgili izleyiciler, canım cocacığım, günlük? deyin bana ne yapayım?

ya da şimdi en azından kızımın büyüyüşüne dair emareleri kısa kısa yazayım.


iki hafta kadar önceydi, odasında oyun oynuyorduk. kuzucuğum daha önce hiç yüzüne bakmadığı bir oyuncak bebeği aldı eline, ben de yanında uzanmış, legolara ilgisini çekmek için şekiller yapıyorum filan. derken bejna'dan "eeee eeee eeeee eeee" diye bir ses işittim, bir de ne göreyim bebeği bir kutuya koymuş, sallayıp eeee eeee sesleri ile uyutmaya çalışıyor. şaşkınlıktan gözlerim faltaşı o ise karşımda gülüyor. biraz sonra da elinde mama kaşığı bebeğin ağzına sokmaya çalışıyor. ya daha dün kucaklarda gezerken şimdi oyuncak bebeğe annelik yapıyor. büyümek böyle bir şey sanırım. bizler de bir anda büyümedik mi annelerimizin babalarımızın gözünde. bir anda gerçek bebeğiyle karşımıza dikilecek ey faruk, biz de ne zaman oldu bunlar yahu diyeceğiz!!! zamansızlık başlığı bu noktada tutarlı oldu sanırım. işte bu kadar çabuk bitiyor.

dün annemin gözlüğü kırılmıştı, biz de doktora gidesiye tv izlerken rahatsız olmasın diye tepesinden yapıştırdık. annem de taktı gözüne. bejna dikildi annemin karşısına başladı dalga geçer gibi gülmeye... gözlüğü gösterip gülüyor. kızım sen nası anladın durumu, hı? bi de gülermiş muzip şey!!!

hep böyle gül olur mu yavrucuk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder