Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Mayıs 2012 Pazartesi

üüüüüçden

üüüçdeeen bundan bir hafta kadar önce "üçgen"i  keşfettik ve belki 150 kez "üüüççdeen" diye tınladı duvarlarımız bejnanın oooo güüüür sesiyle...

dayısının geçen bayramda aldığı oyuncağı kaldırmıştık, vakti geldi deyip çıkardık meydaneee. iyi ki de çıkarmışız, bejna zevkle şekilleri renklerine göre dizerken isimlerini de öğrenme fırastı bulmuş oldu. daaaye, gaaayee, üüüçdeeen olduk biz de o gün bugündür. tabi en çok "üçgen"i seslerine yakın söyleyebildiğinden onu tınladı durdu. kare-gaayeee, daire-daaayeee oluverdi..

tam bir papağan oldu bu aralar minik kızım benim... ağzımızdan her çıkanı kendi sesleri ile ifade ediyor. bu meğersem çok zevkli bir süreçmiş... geçen hafta sokağa çıkma fırsatımız çok oldu, bulandı toza toprağa.. piknikte ise "abbii" "abla" diye çocukların peşinde dolandık durduk. onu dışardan izlemek, diğer insanlarla sosyalleşmesini görmek ise farklı bir duygu.. yavaş yavaş büyüdüğünün, bireyselleştiğinin bir kanıtı gibiydi adeta.

son bir kaç gündür ise hem dişleri hem hava değişimine bağlı olarak burun akıntısı bejnacığı çok yordu.. ama gene de oyunlarından çok az taviz verdi. babacığın ona oynasın diye verdiği feyk cd'ler epey ilgisini çekti mesela. onlarla vakit geçiriyor, üzerlerine anlamsız şekiller çiziyordu. derken bir kaç çizik attığı bir tanesini elime veriverdi "di daa" diyerek. meğersem canikom saat yapmış cd'den....işte size inananılmaz keyifli bir an daha... komik anlardan bir örnek de bu sabah vitrinde görüdüğü mankenlere "abba" diye seslenmesiydi. ya da anneannesinin eline telefonu tutuşturup "annen" diyerek annemin annesini aratması... bu örnekler böyle gider, ben de kaçar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder